Parça parça olmuş aşkların tedirginliği/nde/yim şimdi.
Yalınayak bir sevdanın zifiri korkularından sıyrılma vakitlerini gösterir zaman.
Ve ben efkârımı dağıttığım küllerimi savururum kızıl yalnızlıkların alev alev bitişlerine.
Tenhalarıma akseder heyula yüzün. Avazı kısılmış bağırışlarının velvelesi olurum.
Bulutların ardına saklanır gökyüzüne fırlattığım ürkek yıldızlar
Kemirgen endişelerimin buğulu şahidi mi olurlar?
Ellerine tutunmaya çalışan bir sevdanın ortasındayım işte.
Kaçkını olurum hep, kelepçeli cümlelerime özgürlüğü fısıldayan uçurum sözlerinin.
Ne zaman diline suslar bağlasan, sessizliğin acıtır ruhumu ve kaybolur benliğim depresif sanrılarda.
Göm şu yalnızlıklarımı geçmişin derununa!
İçimdeki alevleri dağlayan irinler içirme bana sularında.
Yükünü vurduğun bir dağ ağırlığı/nda/yım şimdi
Yosun tutar hecelerim dağılan bakışlarında.
Bitimsizce kıyılarına vururum ağırbaşlı bir mutlulukla.
Ateşten bir and içiririm senliliğime.
Başucuma bıraktığın gökkuşağı renkli hayallere boyarım satırlarını.
Kelimelerini yoksun bırakırım.
Yetim kalan hüznümü azaltmanı beklerim yürek çırpınışlarımla.
Yağmur olmak isterim avuçlarında ve yağarım gözyaşlarına damla damla.
Yedi kat semayı bir bir adımlarım.
Azal/t/maya cesaretim kalmaz.
Eksildiğim yerde çoğal/t/ırım, yedi kez, adını anışımla…
Sükûtun dinginliğinde esen bir rüzgârım şimdi.
Cümlelerim fırtınalara gebe.
Adını ansam, yer sarsılacak tufanlar içinde.
Kurşuni bir bilinmezlik/sin/ içerimde!
Şuursuz bir sesleniş çınlar kulaklarımda.
Yıprattığım bir serzeniş kadar eskidir artık bu coğrafya.
Seni tutar bütün kara yaslar.
Ve artık aklanmayı bekler siyahlara büründüğüm geceler.
Ruhumu bitmesin dediğim ikliminle sar.
Merhemini sürüver gücenik yaralarıma.
Günlerime doğ, ve sabahlarım ol.
Umutlar devşiren bir çocuğun gözleri/nde/yim şimdi.
Kuşların kanatlarına asıp uçurdum yorgun bir düşün ayak izlerini.
Bahara çevrilir güze yazılmış tümcelerim.
Sevinçler biçilir payıma, içimde arta kalan aydınlıkla…
Kaf Dağı’nı da geçer bu hikaye!
Öteler ve ötesine uzanır da gider Zümrüd-ü Anka.
Şimdi ben şehrimin titrek ışıklarına hasret kalsam da,
Üşütme yüreğimi, nefesini tutma.
Sırrımı çöz!
Mühürleneyim tüm karanlıklara
Vuslat/ın/a yedi, aşk/ın/a ramak kala..